Türkiye! Güzel Ülkemiz.. Tarım arazileri, toprak, çiftçi…
Sormak lazım. Türkiye’de hangisi yok. Hepsi var. Çiftçisi de var , tarım arazisi de var, toprak da var.
Türkiye’ye gelen yabancı bir kişi araçla seyahat edecek olsa. Ülkemizi bir baştan bir başa analiz etse.
Türkiye’nin tarım için gerekli olan her şeyin fazlasıyla var olduğu bir ülke olduğunu gözleriyle görmüş olur.
Hal böyleyken her ne hikmetse ülkemizde gıda konusunda dışa bağımlılığın olmasını da mantıklı bulmayacaktır bu yabancı kişi…
Ne olursa olsun. Bu kadar arazi varken bizim hala bir şekilde az yada çok dışarıya bağımlı olmamız, gıda fiyatlarının yüksek olmasının açıklanabilir bir tarafı yok. Hollanda küçücük bir ülke…
Kendi kendi yetiyor, bir de iyi bir gıda ihracatçısı.
Çok önemli bir dipnot: Rusya Ukrayna savaşında Türkiye’de yağ fiyatlarının tavan yapması gibi konuların gündeme gelmesi ağlanacak halimizi ortaya koyuyor. Allah göstermesin Rusya ile savaşacak olsak aç kalacağız. Bu bir acziyettir.
Çiftçiye bankadan kredi vermek bişeyi çözmüyor.
Üstüne üstelik bir de arazisini ekmese bile çiftçiye bankadan para vermek ne kadar saçma bir yaklaşım.
Ekmiyor adam. ‘Boş araziye ekme sen ben sana yine para vereceğim.’ demek kimin aklına geldiyse artık. Toprak ve gıda…
Çooook büyük bir mesele. İnsanoğlu şimdi farkında değil. Bize bazı ülkeler genetiği değiştirilmiş tohumu parayla satıyor. O tohum bir daha ürün vermiyor. Hatta o tohumdan bir seferlik sebze alabilmek için aynı ülke bir de zirai ilaç alacaksın diyor.
Büyük mesele. Yazık…
Hatta buğday eken çiftçi eğer zirai ilaç almazsa verim alamıyor.
Zarar ediyor. Senin toprağını ilaca mahkum etmiş. Bunun takibi önlemi. Kontrolü ve farkındalık desteğini kim verecek. Büyük bir felakete doğru gidiyor Türkiye’de tarım…
Fabrikada unlar yurt dışından ithal edilmiş katkı maddeleri kullanılarak üretiliyor. Milyonlarca insanımızın bedeninde genetiği değiştirilmiş ekmek parçacıkları var. Ah bir bilseniz tehlikeyi…
Eğer bu kafa ile gidilirse önüne geçilemeyecek bu felaketin..
Lütfen bu sese kulak verin dikkate alın.